bloglar / Ahmet s. Tükel

Dış ticaret ve küresel ekonomiler

Henüz TÜİK tarafından Mayıs ayının net rakamları açıklanmamış olmasına rağmen, Türkiye İhracatçılar Meclisi TİM ve Gümrük istatistiklerine dayalı olarak Ticaret Bakanlığı tarafından Mayıs ayı rakamları açıklandı.
Özetle; Mayıs’ta ihracatımız 9,964 milyar dolar, ithalarımız ise 13,406 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti ve dış ticaret açığımız da mayıs ayında 3 milyar 442 milyon lira oldu.
Dünyanın beklemediği bir  kriz ortamına yuvarlanmasından sonra, Mart ayından itibaren özellikle ulaşım kanallarının kısıtlamalara uğraması sonucu ticaret hacminin gerilemesini normal karşılamak gerekir. Nitekim, Almanya’nın lider alacak sigortası şirketi Euler Hermes’in 4 Haziran’da yayınladığı raporda aşağıdaki ifadelere yer veilmesi işin boyutlarını bir nebze ortaya koyuyor.
Hermes’e göre 2020 yılının ilk çeyreğinde küresel emtia ticaretinde yaşanan %2,5’lik çeyrek dönem küçülmesi, 2009 yılının ilk çeyreğinden beri görülen en sert daralma. İkinci çeyrekte daha sert bir daralma yaşanacağının da artık hemen hemen kesinleştiği bir ortamda Hermes’e göre bu yıl hiç bir ülkenin ihracatını arttırmasının mümkün olmayacağı görüşü savunuluyor. İhracat değeri bakımından en büyük toplam zararı görecek ülkelerin 275 milyar dolar ile Çin, 246 milyar dolar ile ABD ve 239 milyar dolar ile Almanya olacağı tahmin edilirken, Rusya, İngiltere, Meksika, İspanya, BAE, Belçika ve Suudi Arabistan’ın da yüksek ihracak kaybı yaşanacak ülkeler arasında olacağı öngörülüyor.
Yine aynı raporda, yazılım, bilişim ve ilaç sektörü dışında tüm sektörlerde kayıplar yaşanacağı, bunu en kötü yaşayacak olan sektörün de enerji sektörü olacağı tahmin ediliyor. 733 milyar dolarlık bir kayıpla karşı karşıya kalacak olan enerji sektörünü 420 milyar dolar ile metal sektörü, 270 milyar dolar ile otomotiv üreticilerine bağlı ulaşım hizmetleri sektörünün takip edeceği düşünülüyor.
Dünya ekonomilerinin içinde bulunduğu zor durum dikkate alınırsa, ülkemizin döviz ihtiyacının karşılanmasında bazı zorluklarla karşılaşacağımızı kabul etmemiz gerekir. En önemli döviz geliri kalemlerimizden olan turizm kaynaklı gelirlerin de halen nasıl gelişeceği konusunda net bir fikir oluşması da pek mümkün gözükmüyor. Yunanistan, geçen sene 37 milyon kişi tarafından ziyaret edilmiş. Geçen hafta sınırlarında yaptıkları kısmi gevşeme sonrası beklentileri 1 ile 7 milyon turist arasında telaffuz ediliyor. Yani bu alanda da ciddi gerileme  söz konusu ve bunun bize de yansıması kaçınılmaz.
 

Blog tablo

Aylık ithalat - ihracat rakamları

Dolayısıyla döviz kazandıran ihracat konusu Türkiye için ön plana çıkıyor. Aşağıdaki tabloda son iki yılın ilk beş aylık  ihracat rakamları yer alıyor.

Büyük olasılıkla biz de konulmuş olan 190 milyar dolarlık hedefi yakalamakta zorlanacağız gibi geliyor. İlk beş ayda %20 azalan ihracatımız pandemi günlerinin zamana yansıması dikkate alınırsa belki Haziran’da da Mayıs seviyesini koruyup sonra yükselebilecektir. Ama Haziran’da 10 milyar dolar ihracatımız olsa 6 ay sonunda 72 milyar doları yakalayabiliriz. Geçen seneki 180 milyar dolarlık rakamı yakalamak için bile ondan sonra aylık ortalama 17,5 milyar dolar ihracat yapmamız gerekecek ki bu geçen seneki son altı ayın tüm aylarındaki ihracatın üzerinde bir rakam. Dolayısıyla yukarıdaki raporun da belirttiği gibi bu yıl hedefe ulaşıp ihracatımızı 190 milyara çıkarabilmek çok zor.

İlk beş aylık ithalatta da %14 azalma var. Dış ticaretimiz belki geçen seneki 30 milyara yakın rakamın altında bir açık verecek. Geçen sene son 7 ayın ortalaması 17,5 milyar dolar idi. Bunu 16 civarında tutabilirsek belki ticaret açığımızı ihracat aynı seviyede kalsa bile 20 milyar dolar seviyesine çekmemiz mümkün olabilir. Ama dünya ekonomilerinin tümünün yavaşladığı bir ortamda çarkların eski hızında dönmeye başlaması için fazla bir umut ışının gözükmediğini de kabul etmek gerekir.